Hafİf Kültürlü Eğlencelİk Muhabbet

Burada izlemekten, dinlemekten ve okumaktan hoşlandığım kültür-sanat ürünleri ve eğlencelik şeyleri paylaşıyorum. Filmler, albümler, dergiler, kitaplar, diziler, animeler, oyunlar vb. gibi pek çok şey hakkında tamamen öznel yorumlarımı incelemelerimi sadece yazmak istediğim için yazıyorum.

Küçük Arı – Chris Cleave 09/04/2010

Küçük Arı - Richard Cleave

Bundan 2 hafta önce kitapçıya gidip Ece Temelkuran’ın Muz Sesleri isimli kitabını alacaktım. Kitap zevkine çok güvendiğim bir arkadaşımın önerisiydi. Ancak kitapçıda birkaç tur attıktan sonra (elimde Muz Sesleri) gözüm turuncu kapaklı başka bir kitaba takıldı. Arka kapağına bakmadan direkt ilk sayfasını okumaya başladım. Yazarın hikayeye girişte tercih ettiği benzetme ve anlatımındaki hem edebî hem de yalın olma başarısı ilgimi çekti. Alelacele diğer kitabı bırakıp kapağında küçük bir çocuğun “karanlık” görüntüsü olan bu kitabı satın aldım.
Rengi kadar sıcak kitabımı sabırsızlıkla koydum çantama ve ofise döndüm. Bilgisayarın yanında durmuş bana bakıyordu “Küçük Arı”. Guardian, Financial Times, Library Journal’ın övgü dolu yorumlarını görünce, elimdekinin her yönüyle iddialı bir yapıt olduğunu düşündüm. Okumaya devam etmeden birkaç yorum daha okumak istedim, Google’ye sarıldım. İngiliz yazar Chris Cleave’in 2009’da yayınladığı kitap için yapılan ortak yorum ise şuydu: “Neler olduğunu anlatmayın!”
Bu ricaya sadık kalmaya çalışıp hikayeden bazı tatlar sunmayı istiyorum size. Hikaye konusu, kurgusu, akıcılığı ve kıvrak zekası ile yıllar sonra gözünüzü kapattığınızda damağınızda tadını alacağınız bir etkiye sahip. İlk sayfasından son sayfasında kadar ritmini kaybetmeyen ve merakınızı sürekli kamçılayan bir dil kullanmış Cleave. Sürekli “az sonra” deyip anlattığı yan hikayelerle bu bekleyişten zevk almanızı sağlıyor. Bundaki en önemli etken ise bu yan hikayelerin de merak uyandırması. Ciddi bir kurgu çalışması göze çarpıyor her bölümünde.

Ana konu aslında tartışma programlarından, siyasi ve tarih kitaplarından aşina olduğunuz, kapitalizmin diş bilediği bir insanlık dramı. Kitabı bitirdikten ve ağzınızın kenarında kalan edebi kullanımları bir kenara bıraktıktan sonra çaresizlikten dem vuran bir Afrika gerçeği kalıyor elinizde. Nijerya plajında, zeki bir Afrikalı kız (Küçük Arı) ile İngiliz karı kocanın (Sarah-Andrew) karşılaşması tüm hikayenin başladığı nokta. Nitekim, başlangıcın burası olduğunu çok sonra anlıyorsunuz. Küçük Arı’nın küçük bir Afrikalı kız olmak yerine bir ingiliz sterlini olmaya yönelik iç çekişiyle adım atıyorsunuz hikayeye. “Herkes geldiğimi görmekten mutlu olurdu” cümlesi varlığını sorgulamış ve ikna edici bir cevap bulamamış, derin bir karakterin habercisi daha ilk sayfada. İngiliz parası gibi hürmet görmek cezbediyor onu ve her fırsatta dile getiriyor bu isteğini.
Size bir sır verip kaldığım yerden devam edeceğim. Bu tür güçlü kitapları okurken ya da tiyatro /sinema izlerken kendimi ana karakterin yerine koyarım. Mimiklerini, ruh halini yansıtırım kendime. Küçük Arı’nın sterlini anlatırken kendisini kraliçe II.Elizabeth’e benzetmesi ve davranışlarını tahmin etmeye çalışması gülümsetmişti beni. Bu kitabı okurken yine birisi olmam gerekiyordu. Ancak bu sefer “bir”i olmadım. İlk bölümü okurken Küçük Arı, 2. bölümü okurken Sarah oluverdim. 3. bölümde yine Küçük Arı sonra Sarah…Çünkü Cleave de tam olarak bu yöntemi kullanmış. Bir bölümün sonu hangi olayda bitmişse diğer bölüm oradan devam etmiş ancak diğer karakterin anlatımıyla.
Tabii kitap 2 karakterden ibaret değil. İç hesaplaşmasıyla bazen kızdığınız bazen acıdığınız bir diğer karakter Andrew. Karısıyla gittiği Nijerya tatilinde yaşadıkları, menteşeleri gevşemiş hayatını iyice yerinden söker atar. Vicdanın soğuk terler döktüğü anları yaşayacaksınız Andrew ile. Yazar hiç söz hakkı vermese de Andrew’un konuştuğunu hissedeceksiniz.
Cleave, ana karakterler arası anlatım sırasında eşit davranmış hatta yetmemiş dili kullanma biçiminde de dengeyi sağlamış. Küçük Arı’yı betimleyen, saf ama dobra bir üslupla buluştururken Sarah için günlük kullanımını sahiplenen, net ve cesur bir üslup seçmiş. Kitap ne çok fazla edebiyat kokmuş ne de basit olmuş. Sadece bu da değil kitaptaki dengenin sırrı. Olaylara bakış açısı da dengeli Cleave’in. Örneğin cinselliği ele aldığı kısımlarda birden fazla duygu var: Korku, nefret, sıradanlık, haz… Bu yönleriyle hiçbir satırını atlamadan okuduğum nadir kitaplar listesine aldım Küçük Arı’yı.
Bir de şu mantar panolara, msn, facebook gibi kişisel ileti alanlarına yazmayı isteyeceğiniz ifadeler var kitapta. Sıkıldığınız klişe tanımlardan kurtarır belki sizi diyerek birkaçını sıralamak istiyorum:
Barış, insanların birbirlerine gerçek adlarını söyleyebildikleri zamandır.”
“…Demokrasi budur. Ona sahip değilsen, sahip olmak istersin.”
…O zaman çok gençtim, bir geleceğe özlem duymuyordum. Çünkü böyle bir hakkım olduğunu bilmiyordum.”
Son olarak yine Küçük Arı’nın dudaklarından çıkan ve “ülkemi kimlerin bu hale getirdiğini biliyorum”u sükun bir nefretle anlattığı şu sözler:
“Köyün kıyısında, yardım olsun diye elektiriği olmayan okulumuza yolladığınız eski bilgisayarlardan oluşan dağın tepesinde oynuyorlar. Ülkemin geleceğini aldınız ve kendi geçmişinizin aletlerini yolladınız.
Google’da bir araştırma yaptığımdan bahsetmiştim ya, sevindirici bir habere de rastladım. Küçük Arı’yı beyaz perde de izleyecekmişiz. Nicole Kidman’ın baş rolünü üstleneceği filmin senaryosunu Shawn Slovo kaleme alacakmış. Sarah’ın cenaze töreninde mezara atmak için avuçladığı toprağı, saatler sonra evinin mutfağında fark ettiği bir sahne var. Kendimi ayna karşısında bu sahneyi oynarken bulmuştum. Film projesiyle ilgili yazıyı okurken onu hatırladım. Şimdi o rolü Nicole Kidman canlandıracak. Umarım benim kadar iyi oynar.

Hanife Yaşar

Share

Paylaş

 

4 Responses to “Küçük Arı – Chris Cleave”

  1. degoryan Says:

    Hanife sitenin ziyaretçi bölümüne katkı yaptığın için teşekkür ederim 🙂 Eline sağlık

  2. Hanife Says:

    Çok beğendiğim bu kitabı anlatma şansı verdiği için ben teşekkür ederim. Güle güle okunsun:)

  3. Anonim Says:

    yalnız direkt spoilerla başlamış gibi geldi, korkudan devamını okuyamadım yazının…

  4. Aslı Says:

    anonim benim 🙂


Aslı için bir cevap yazın Cevabı iptal et